VARİS TEDAVİSİ (SKLEROTERAPİ)
Varis bacaklarda en sık görülen damar hastalığı olup, yüzeysel venlerin (toplardamar) genişlemesi ve kıvrımlı bir hal alması ile karakterizedir. Kadınlarda daha sık görülen hastalığın sebebi genetik yatkınlık, cinsiyet, hormonlar, gebelik ve yaşlılıktır.
Kan akışı normalde dışarıdan içeriye doğru olup, nihayetinde anatoplar damara dönmesi şeklindedir. Toplardamar duvarındaki elastisite kaybı derin toplardamarları, yüzeysel damarlara bağlayan kapakçıkların yetersizliği veya kas pompasının düzenli çalışmaması kanın yüzeysel venlerde bekleyerek basıncının artmasına ve sonuçta damar çeperinin genişlemesine ve kırılmasına sebep olur.
Tedavisinde cerrahi skleroterapi ve lazer uygulanır. Cerrahi tedavi; çapı 4 mm den büyük ve ters yönlü kan akımı olan varislerde uygundur. Çapı 1 mm ile 4 mm arasında olan varislerde skleroterapi (damar içine varisi tedavi eden ilaç verme yöntemi) en uygun tedavidir. İlk seans sonrasında gerekli görülürse 2. seans 4 ila 6 hafta sonra uygulanır.
Tedviye; öncelikle geniş damarlardan başlanır, giderek kılcal damar varisleri tedavi edilir. Genellikle aynı bölgede 1 ila 2 seans yeterli olmaktadır.
Kliniğimizde Sklerotepi tedavileri başarı ile uygulanmaya devam etmektedir.
tedavi öncesi tedaviden hemen sonra
48 saat sonra 6 hafta sonra
VİTİLİGO
Vitiligo, normal deri görünümünde, pigment kaybı nedeniyle düzensiz beyaz alanların bulunduğu bir deri durumudur.
Genelde edinilmiş bir durum olarak görülen vitiligo, herhangi bir yaşta ortaya çıkabilir. Ancak, belirli genetik özelliklere sahip ailelerde hastalığa yatkınlık görülmektedir. Kontrasta bağlı olaraki koyu tenli kişilerde daha belirgindir. Vitiligo'nun nedeni tam bilinmemekle beraber pigment üreten melanosit hücreleri olan melanositlerin deri veya çevre dokulara hasar vermeksizin seçici kaybına bağlı olarak otoimmünite üzerinde durulmaktadır. Bu hastalık Amerika Birleşik Devletleri'nde nüfusun % 1' ini etkilemektedir.
Lezyonlar düz, pigmentasyonsuz ve koyu sınırlı olarak görülmektedir. Sınırlar tam olarak tanımlanabilmektedir, ancak düzensizdir. Sıklıkla etkilenen bölgeler yüz, dirsekler ve dizler, eller ve ayaklar ve genital bölgedir. Ayrıca, travma ve basınç görmüş bölgeler de etkilenmektedir.
Hastalıktan korunma yolları bilinmemektedir.
Semptomlar arasında aile öyküsü belirten vitiligo, birden veya aniden gelişen düz, doğal desenli pigment kaybına uğramış deri bölgeleri görülmektedir.
Fizik muayene ve sorgulama tanı konması için yeterlidir. Ek bir tanı yöntemine başvurulmasına gerek yoktur.
Vitiligo olgularının çoğu tedavi edilmeden devam etmektedir. Mevcut tedavi yöntemleri zor ve tam olarak etkin değildir. Hastalar, fotosensitize edici bileşikler verildikten sonar ultra-viole ışığa maruz bırakılmaktadırlar. Topikal veya oral 8-metoksipsoralen veya trimetilpsoralen tedavileri kısmi pigmentasyon sağlamak amacıyla birden fazla defa verilmelidir.
Hastalığın gidişatı değişkendir. Bazı bölgeler pigmentasyon kazanabilir, fakat yeni diğer bölgeler oluşabilir. Pigmentasyon kaybı ilerleyici olabilir.
Güneş yanığı gibi komplikasyonlar sıklıkla görülebilirken, vitiligo pernisyöz anemi, hipertiroidizm ve Addison hastalığı gibi sistemik hastalıklar ile ilişkili olabilir.
Eğer cildinizde rengin kaybolduğu bölgeler görürseniz, en kısa zamanda aile hekiminize başvurunuz.
Vitiligo'nun üç sistemik hastalık ile ilişkisi olabileceği bilinmektedir:
1. Pernisyöz anemi
2. Hipertiroidizm
3. Addison hastalığı